Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kazığa bağlamak | stake f. | ||
Tom staked his tomatoes with Mary's old stockings. Tom Mary'nin eski çoraplarıyla domateslerini kazığa bağladı. More Sentences |
||||
Genel | kazığa bağlamak | picket f. | ||
Genel | kazığa bağlamak | tie on a pile f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | bir işi sağlam kazığa bağlamak | sew something up f. |
Genel | sağlam kazığa bağlamak | make sure f. |
Genel | sağlam kazığa bağlamak | make safe f. |
Genel | sağlam kazığa bağlamak | safe [obsolete] f. |
Idioms | ||
Deyim | eşeği sağlam kazığa bağlamak | lay an anchor to the windward f. |